SHRM verilerine göre, çalışan deneyimi artık İK ekiplerinin en öncelikli gündemlerinden biri. İK yalnızca süreçleri yöneten bir birim olmaktan çıkıp, kurum içinde “çalışan kendini nasıl hissediyor?” sorusunun cevabını tasarlayan bir rol üstleniyor.
- Araştırmalar gösteriyor ki çalışan deneyimi güçlü olan şirketlerde işten ayrılma oranı %68 daha düşük.
- Buna rağmen dünya genelinde çalışanların %59’u bağlı hissetmiyor ve %18’i aktif olarak işiyle ilgilenmiyor.
- MIT CISR’nin çalışmasına göre ise çalışan deneyimi yüksek kurumlar; inovasyonda, müşteri memnuniyetinde ve karlılıkta rakiplerinin açık ara önünde.
- Artık İK’nın önceliği, yalnızca bordro süreçlerinin doğruluğu değil; her çalışanın duyulduğu, takdir edildiği, katılım gösterebildiği bir kültür inşa etmek.
Bu dönüşüm üç ana eksende yaşanıyor:
1️⃣ Dijital erişim: Bilgiye, yöneticilere ve kurumsal duyurulara kolay erişim.
2️⃣ Kültürel dönüşüm: Teşekkür, geri bildirim ve paylaşım kültürünün güçlenmesi.
3️⃣ Deneyim tasarımı: Çalışanların sesine göre süreçlerin yeniden kurgulanması.
İK artık deneyimi tasarlayan, kültürü yönlendiren ve kurumun geleceğini şekillendiren bir rol üstleniyor.
Bu noktada Mobil Yaka, çalışan deneyimini güçlendiren iç iletişim araçlarıyla İK’nın bu yeni rolünü destekliyor.
Mobil Yaka sayesinde çalışanlar kurumla daha güçlü bağ kuruyor; bilgiye, yöneticilere ve birbirlerine tek tıkla ulaşabiliyor.
💡 Deneyimi tasarlayan İK, geleceği şekillendirir.
Mobil Yaka, bu geleceği bugünden inşa etmenize yardımcı olur.